Isının 40-50 dereceye vardığı yaz günlerinin bunaltıcı sıcaklığından kurtulmak amacıyla gelişen düz damlı evleri ile tipik yöre mimarisinin günümüzde de yaşatıldığı Diyarbakır, uzun surları, Malabadi Köprüsüyle görülmesi gereken bir ildir. Diyarbakır yöresinin en eski adı Assur kaynaklarında Amidi olarak geçer. Yunanca ve Latince kaynaklarda bu ad, Amido ya da Amida olarak yazılır. Arap akınları sırasında bölgeye yerleşen Bekr adındaki bir aşiret nedeniyle yörenin adı Bekr diyarı anlamında Diyar-ı Bekr olarak söylenmiştir. Günümüzdeki ismini, Atatürk’ün 1937’de halka yaptığı konuşma esnasında, şehrin adından Diyarbakır olarak bahsetmesiyle 10 Aralık 1937 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile almıştır.
Bu yazımda DİYARBAKIR\’da bulunan kamp alanlarını derledim. Yazılarımdan haberdar olmak için kayıt olmayı unutmayın. Sosyal medya hesaplarımdan görüşlerinizi iletebilirsiniz. Umarım sıkılmadan okursunuz… Haydi başlayalım..
Göksu Barajı
Sulama amacıyla Göksu Çayı’nın üzerine yapılan Göksu Barajının yapımı 1991 yılında tamamlanmıştır. Özellikle bölge halkı tarafından hafta sonları piknik yapmak için ziyaret edilmektedir. Bölge, kamp yapmak isteyenler tarafından da tercih edilmektedir. Baraj gölünün çevresinde çeşitli işletmeler bulunmakta. Dileyenler elektrik, su, yeme içme, tuvalet gibi ihtiyaçlarını buralarda giderebilirler. Etrafında yeşillendirme çalışmaları yapılmış olan baraj gölü, sessiz ve sakin bir kamp tecrübesi yaşamak isteyenler için ideal ortam konumunda. Bölgeye ulaşım için hem toplu taşıma, hem de özel araç tercih edilebilir. Herhangi bir kamp işletmesinin olmadığı Göksu Barajı’nı tercih edecek kampçıların, kamp ekipmanlarını temin ederek gitmeleri tavsiyemizdir.
Hevsel Bahçeleri
Diyarbakır’da gezilmesi gereken yerlerden biride tarımın anavatanı olan Hevsel Bahçeleridir. Diyarbakır Surları ve Nehir Vadisi arasında kalan 700 hektarlık yemyeşil kocaman bir alana sahip. Göçmen kuşların dinlenme, korunma yeri olarak kullanılan büyük bir kuş cenneti. Hem de sebze deposu olarak her yönüyle verimli bir alan. Hemen yanı başında Diyarbakır Surları’nın yer almasıyla değişik bir görünüme sahip. Tam istediğiniz yere kamp atıp gün batımını izleyebileceğiniz eşsiz bir yer sadece arkanıza yaslanıp kahvenizi içmeniz yeterli.
Zülküf Dağı
Ergani halkınca kutsal olarak sayılan Zülküf Dağı, iki ayrı kısıma ayrılıyor. Bir tanesi Zülküf Peygamber’in makamı iken diğeri ise Meryem Ana Kilisesi’dir. Zülküf Peygamber’in naaşının Eğil’de olduğu ancak dağda makamı olduğu söylenmektedir. Halkın yoğun olarak ziyaret ettiği bölge çevre illerden gelenler tarafından da ziyaret edilmektedir. Bahar zamanlarında daha çok ziyaret edilen Zülküf Dağ’a gelirken genellikle yanlarında yiyecek götürerek burada gezilir. Kamp atmak isterseniz yanınızda yiyeceklerinizi götürmeyi unutmayın ayrıca kalın giysiler götürmeniz gerekli çünkü geceleri aşırı soğuk oluyor.