Alacahöyük
0

Çorum’un Alaca ilçesinde bulunmaktadır. Tarih kokan açık hava müzesi gibidir. Alacahöyük, kazılar yapılarak ortaya çıkarılan 4 farklı döneme ait yapıları kapsayan Hititlerin en önemli merkezi bölgelerinden birisidir. Tahmin edilen tarihi geçmişi M.Ö 5000’li yıllara kadar dayanır.

Bu yazımızda sizlere Alacahöyük hakkında bilgi vermeye çalıştık. Umarım sıkılmadan okursunuz. Sosyal medya hesaplarımdan görüşlerinizi iletebilirsiniz. Haydi başlayalım.. :)

Ulaşım

Alacahöyük, Çorum şehir merkezinden 53 kilometre uzaklıktadır. Ancak Çorum merkezden Alacahöyük’e direkt toplu taşıma aracı bulunmuyor, bu nedenle özel araç ya da taksi en iyi seçenektir.

Tarihi

Alacahöyük (veya Alaca Höyük), Çorum ilinde, Hattuşa’nın (Boğazköy) 36 km kuzeydoğusundadır. İlk olarak 1907 yılında Makridi Bey tarafından kazılmış, düzenli araştırmalar 1935 yılında Türk Tarih Kurumu tarafından Remzi Oğuz Arık başkanlığında başlatılmış, 1936\’dan itibaren Hamit Zübeyr Koşay başkanlığında aralıklı olarak 1970’e kadar devam etmiştir. Yakın zamandaki kazılarsa 1997’den 2018’e kadar Ankara Üniversitesi’nden Aykut Çınaroğlu başkanlığında yürütülmüştür.

Hitit öncesi dönemin önemli şehirlerinden olan Alacahöyük, Hitit döneminde yakınındaki Hattuşa’nın gölgesinde kalmıştır. M.Ö. 3. binyıla ait Hitit öncesi kral mezarlarından çıkan eserler en önemli buluntular arasındadır. Alacahöyük’ün Hitit dönemindeki ismi kesin olarak bilinmemekle birlikte, çoğu tarihçi burasının Güneş Tanrıçasının kenti olarak bilinen Arinna veya daha düşük bir ihtimalle Zippalanda olduğunu düşünmektedir. Her iki şehir de Hitit metinlerinden Hattuşa’ya yakın büyük kült merkezleri olarak bilinirler.

Anıtsal eserlerin hemen hepsi Hitit dönemine aittir. Ortostatlarla kaplı şehir duvarlarının okçular için rampaları da bulunan iç ve dış kapıları mevcuttur. Hitit dönemine ait iki büyük sfenks tarafından korunan güneydeki anıtsal giriş, iki kule arasında kalacak şekilde düzenlenmiştir. Kapı pervazı olarak kullanılan yaklaşık 4 m yüksekliğindeki yekpare taş dikmelerin yerden yaklaşık 2 metrelik bölümleri sfenks biçiminde yontulmuştur. Bu Sfenksli Kapı’dan girilen geniş Hitit yapı kompleksi halen incelenmektedir.

İlk Evre

İlk bulgular M.Ö 3500’lü yıllara götürse de bazı bulgular, tarihi 1500 yıl daha geri götürerek M.Ö. 5000’li yıllara kadar dayandığını gösteriyor. Bu bulgular 3 farklı seramik kaplara dayanıyor. Hakkında daha fazla bilgi ve bulgu olmaması bu evreyle ilgili çok detaylı bilgiye de sahip olmadığımızı gösteriyor. Bu evre bakır çağına denk gelmektedir. Bakır çağında yaşayan insanlar tarafından yapılan; çanaklar, çömlekler, kerpiç, az sayıda mezar ve ince ağaç dallarından yapılan evler bulunmuştur. Evlerin üst kısmı kerpiç, iç kısmı ise sıvalıdır.

Bu çağda yapılar, toprak seviyesinde taşlarla oluşturulan bir temel üzerine kurulan binalardan oluşuyor. Bakır Çağı madenlerin kullanılmaya başlandığı ilk yıllardır. Bu nedenle en fazla kolye, bileklik gibi süsler yapılıyor; ölülerin mezarları için kullanılıyordu.

İkinci Evre

İkinci evrede kral ve prens mezarlarına rastlanmıştır. Mezarlarda göze çarpan bulgular; gümüşten yapılan ölü armağanları, altın ve gümüşten yapılan değerli eşyalar. Özellikle mezarın çevresinde bulunan yabani hayvanların kafatasları ve boynuzları görülüyor. Erkeklerde daha çok takı bulunurken kadın mezarlarında o döneme ait silahlara rastlanmıştır.

Üçüncü Evre

Bu dönemde Alacahöyük toprakları Hititlere aitti. Hititlere ait çok önemli arkeolojik eserler bulunmuştur. Kenti çevreleyen surlar Hititlerden kalmadır. Sfenksli kapı Hititler döneminde inşa edilmiştir. O döneme ait en özgün ve naif sanat eserlerinden birisi de bu sfenksli kapılardır. Sfenkslerin çevreyi kötülüklerden koruduğuna inanılıyordu. Taşlar üzerinde çok ilginç motifler yer alır. Bazı motiflerde müzisyenlerin olduğu görülmüştür. Bu motifler o dönemlerle ilgili bizlere önemli tarihsel geliştirmeler katmaktadır.

Dördüncü Evre

Bu evrede Hellenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı yaşamıştır. Çok önemli bulgulara rastlanamamıştır. Bu kültürel evrede bu kentin önemi artık kalmamıştır. O döneme ait kalıntılar Ankara müzesinde sergilenmektedir. Çanak-çömlek ve para gibi eşyalar bulunur.

Yeni bir yazı serisi başlatmaya karar verdik. Bu yazılarımızda Türkiye’deki eşsiz güzelliklere sahip kamp alanları, yerleşkeler, karavan alanları, plajlar, koylar, mesir alanları ve daha fazlasını sizler ile paylaşacağız. Her gün yeni içerik gelecek kayıt olarak haberdar olabilirsiniz. Sosyal medya hesaplarımdan görüş ve önerilerinizi bildirebilirsiniz. Yazılarımızdan haberdar olmak için kayıt olmayı unutmayın.

Diğer serilerimiz: Yöre Yöre Lezzetler, Seyahat Haberleri, Kamp, Bisiklet

Bu Yazıya Tepkiniz Ne Oldu?
  • 0
    be_endim
    Beğendim
  • 0
    alk_l_yorum
    Alkışlıyorum
  • 0
    e_lendim
    Eğlendim
  • 0
    d_nceliyim
    Düşünceliyim
  • 0
    _rendim
    İğrendim
  • 0
    _z_ld_m
    Üzüldüm
  • 0
    _ok_k_zd_m
    Çok Kızdım
İlginizi Çekebilir

Bültenimize Katılın

Hemen ücretsiz üye olun ve yeni güncellemelerden haberdar olan ilk kişi olun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir