Muhammet Kesgin
Merhaba ben Muhammet, İzmir Demokrasi Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri bölümünde öğrenciyim. Kendimi bildiğim bileli bisiklet sporu ile iç içeyim. Spor amaçlı bisiklete başlamıştım zamanla hobiye dönüştü. Bisikletimle şimdilik yolum düştüğü her yere gidip geziyorum. Onun yanında ise bu maceram? gerek video gerek fotoğraflarla ölümsüzleştiriyorum. Bugün yaptığım işten keyif alıyorum, öğreniyorum, deneyimliyorum. Benim gibi hayatını sorgulayan ve değiştirmek isteyen binlerce insana Türkiye’nin farklı yerlerinden kendi tecrübelerimle yazdığım yazıları sizlere ulaştırmak için buradayım.
Nereden Geliyor Bu Bisiklet Merakı?
Taa yıllar yıllar önce, orta okunun sonlarında, Askeri Lise sınavlarına girmiştim. O zamanlar çok asosyal evinden çıkmayan değişik bir tiptim. Kazanmış olup gitseydim ortama ayak uydurabileceğimi düşünüyordum. Neyse o detaya çok da girmeye gerek yok. Ön sınavından vs son adıma kadar her şeyden geçip tam sağlık kontrolünün son aşamasında ultrasonla iç organlarıma baktıklarında elendiğimi anlamıştım. Karaciğer büyümesi diye bir hastalığım varmış. Neyse doktor spora başlamamı falan söyledi.
Basketbol oynayarak başladım. Boyum kısa kilolu biriydim. Boy açısından cidden baya etkisi oldu.
Bu arada o zamanlarda bisiklet sürüyordum tabiki. Normal olarak yerimden kalkmıyordum. Bisiklet de oturarak ulaşım sunduğu için favori aracımdı o zamanlar. Bir arkadaşım ve kardeşinde o zamanların yarı profesyonel dağ bisikletinden vardı. Bi ara ikimiz öylesine bir şehir turuna çıkmıştık. İşte o zaman dedim ben de güzel bir bisiklet alayım diye.
Salcano’nun idare edecek şekilde bir dağ bisikletini aldım. Küçük bir ilçede iyi bir bisiklet baya dikkat çekmişti. Bir arkadaşımda benden görüp aldı. İki kişi takılıyorduk falan. Her okul sonrası Demirci’de, bazen okula gidiyorduk, bazen başka köylere..
İki kişi başlayan bu yolculukta şimdi ilçede en az 20 kadar iyi bir seviyede bisikleti olanlar var. Kendi gurubumuzu bile kurmuştuk. Çok bir şey yapma imkan? olmayan bu şehirde gurup halinde bisiklet sürerek zamanımızı geçiriyorduk.
İlçede takılıyorduk. Çevre ilçelere, köylere gidiyorduk, mangal yapıyorduk… Hayat bize güzeldi anlayacağınız. Neyse sporla başlayan bu faaliyet hobiye dönüştü. Gideceğim her yere bisikletle gidiyordum.
Yaşım ilerledikçe festivallere, canımın istediği şehre gitmeye başladım. Bu bana özgür hissettirip zevk veriyordu. Şimdi ise İzmir’de üniversite öğrencisiyim. Tabiki derslerimle de ilgileniyorum. Sosyal medya olsun bu blog olsun hep hobi. Bir uğraş içerinde olmayı seviyorum. Üniversitemde kendi kulübümü bile kurdum.
Herkesin bir hayat hikayesi vardır ve bu yolu bireyin kendisin çizdiğine inanırım. Bende kendi hayat hikayemi yazmak, kalıplaşmış yaşam tarzlarından dışarı çıkmak istedim için şu an bu yazıyı okuyorsunuz.
Şimdi ise bisikletimle ile beraber ne olacağı belli olmayan bir hayat içerisindeyim. Her ne kadar bisiklet süren sıradan bir genç modeli uyandırsam da bu aslında bi uyanış, sorgulama ve sorgulatma yolculuğu. Değişme, değiştirme ve üretme gayeleri ile yoldayım. Fotoğraf, film ve hayat hikayelerin peşindeyim!
Ailem Bisiklet Sürmeme Nasıl Bakıyor?
Dünyanın en şanslı çocuğu olabilirim. Şöyle düşünün ; Küçük bir kasaba doğmuş büyümüş ve belli kalıplaşmış bir bakış açısına sahip insanların arasında yaşayıp da çocuğunun bazen tek başına bile gezmesine yeri geldiğinde maddi yönden destek bile vermesi bana da cesaret veriyor açıkçası.
Eskiden babam Bisan marka bir tur bisikletiyle gezdirirdi. Şimdi ise vakti olduğunda beraber bisiklet sürdüğümüz oluyor. Kendi bisikletine ben binince sıkıntı yok ama en küçük bir tıkırtı gelsin vay halime :)